Friday, November 02, 2007

KEEP WALKING...

Friday, March 30, 2007

hello!!!


playground school bell rings again
rain clouds come to play again
has no one told you she's not breathing?
hello i'm your mind giving you someone to talk to
helloif i smile and don't believe
soon i know i'll wake from this dream
don't try to fix me i'm not broken
hello i'm the lie living for you so you can hide don't cry
suddenly i know i'm not sleeping
hello i'm still here all that's left of yesterday

Wednesday, March 07, 2007

17 MAYIS !!!

Sunday, December 03, 2006

SAÇMALAMALARRR....

Ne bilmem gerekir ya da ne söylemem gerekir bilmiyorum! Sıkıntılarımda ( dikkatinizi çekerim mutsuzluk değil) bundan dolayı zaten.
Sanırım yaşamım boyunca biraz kararsız olacağım. Bu beni bir yandan rahatsız ederken bir yandan da kendimi fişekleyip, “ yürü ya kulum “ demek için iyi bir yol aslında.
Oturup size saatlerce kafamdakileri yazabilirim. Ama nedendir ki bilinmmez, üç senedir ne elime kağıt ne de kalem alıyorum yazı yazmak için. Kendimi depresif hissetmekten korkuyorum belkide. Eskiden aşık olarak yaptığım yazı yazmayı, hikayeler tasarlamayı uzundur bırakmış vaziyetteyim.
Biraz da bu senenin paniğiyle karasızlaşmış durumdayım sanırım. Okul bitsin deyip sonra da “ Tanrım ne olacak okul bitince, nerede olmak istiyorum ki ben?!!!! “ cümlelerini sarfetmekten başka yaptığım tek şey sürekli değişen gelecek planlarım... Ama bu da mutsuzluk değil ki !!!!
Hangi zamanda anlayıp da içim rahata erecek bunu da kestiremiyorum. Bu yüzden de kendime hadi demekten ve bişeyler denemekten başka birşey yapmayacağım. Bu da farklı bir heyecan benim hayatımda.
Her işte başarılı olabilme ihtimalimin yüksekliğinden mi bu rahatlık beni bırakmıyor acaba?? Bilen biri bana da söylesin, beni de çözsün isterim..
Mutluluk zaten benim içimde... Ne olduğuyla, ne olacağıyla ilgili bişey değil ki. Ben varım mutluluk da benim içimde kısacası. Bence saçma olan bunu bişeye bağlamak olan. Seçimi yap, zaten seçimlerinden mutlu olmalısın. Senin seçimin değil mi o? Sen mutlu olmak için seçmedin mi ki onları?? Pişma olma, olucaksan da başa sar, tekrar dene! Mutsuzluk niye? Yok ki öyle bişey...

Wednesday, November 15, 2006

ASLINDA OLAY ÇOK BASİT VE GERÇEKTENDEN DE GERÇEKMİŞ :)



"WHAT THE BLEEP DO WE KNOW ?"



Gidip görmek isteyip de göremediğim ve sonradan da aklımdan çıkıp DVD sini bile almayı unuttuğum bir film. İzleyince, “ İşte bu, tam tahmin ettiğim gibi” dediğim, “ İnanamıyorum, bu derste ( Creative Thinking- Senem Burkutoglu- adv 481)şuana kadar gördüklerimizin özeti ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi” dediğim belgeselimsi, tatlı, vermek istediği şeyi akılda en iyi şekilde kalıcı yapan film!

Yaratılan “ben” ‘ e katılacak şeyleri benden başka hiç kimsenin katamayacağını, her şeyin “ben” ’ de bittiğini, sevginin (en başta kendine olan) “ben” ’im hayatım için ne kadar problemlere iyi bir çözüm yolu olduğunu görmemi bir kez daha sağlayan bir film de diyebiliriz ! :)

Düşünce gücünün insana neler yaptırabileceğine bir kez daha inandım. Bazen saçma diye tanımladığım şeyler, bu ders ve filmle kendini bir bakıma kanıtlamış

oldu bana.

Neyi nasıl görmek istiyorsak öyle görüyormuşuz. Bazen şükrettiğimiz, bazen de lanet ettiğimiz her türlü yaşam şartını da bir bakıma biz kendimiz yaratıyormuşuz… İyiyi görmek de kötüyü görmek de bizim elimizdeymiş. Yapılan seçimlerle de, kendi hayatımıza yönünü veren de yine bizmişiz ... Ya iyiye yorar, iyiyi görür, kendimize inanır ve mutlu kalırmışız. Ya da negatiflik peşimizi bırakmadan kanımızı emermiş…

İnan- başar, sev- mutlu ol, inan mutlu ol, sev- başar … Aslında bütün mesele bu. Ve bunların hepsi de bizim içimizde, bizim elimizde. Biraz sevginin suya neler yaptığını görünce, insana ne kadar muazzam şeyler yapabileceğini tahmin edebiliyoruz. Demek ki; sev, inan!!

Belki hep aynı şeyleri söyledim durdum ama bütün olay ne mutlu ki bu kadar basit ve kolaymış. :)

Wednesday, May 31, 2006

REKLAMCILIK MANIFESTOM

Herkese göre farklıdır reklamcılık. Kimine göre jingle' ına bayıldığı, kimine göre gördüğü rengarenk hayattır, kimine göre sahtekarın tekidir, kimine göreyse de meslek olarak seçmiş olduğu uzmanlaşma yoludur.Ben bu yolu seçtim ve gidiyorum reklamcılığın içine doğru... Ve artık eminim ki bu reklamcılık denen meret sınırsız, kişisine göre değişen farklı bakış açıları ile çözümler yaratan zor bilmecelerin en en en zevklisi.....

  • Reklamda sınır yoktur, formül yoktur. Eğer formüllere, sınırlara takılıyorsanız zaten işiniz o andan itibaren fena halde dibe vurur, şansınız o gün iyi değilse tabi. :)
  • Her reklamın kendine has fikri, mesajı, stratejisi olmalı. Eğer taklite başvurursanız ya da başka bir reklamdan esinlenmeye kalkarsanız reklamınız sönük kalır.
  • Reklamda ne diyeceğini bilmekten de önemlisi, nasıl diyeceğini keşfetmeye çalışıp karar vermektir.
  • Yaratıcılık doğuştan değildir."Yaratıcılık" denen şey Tanrıdan gelen birşey değildir. Biz sadece kendimizi geliştirerek edindiğimiz birikimlerle ve aklımızı kullanarak bişeyler meydana getirebiliriz, çözüm bulabiliriz. Yaratmayız biz!!! Biz, varolanı değişik şekillerde başka görseller veya kavramlarla birleştirip, sunarız.
  • İlgi çekici olmak zorundayız.
  • Reklamını yaptığın ürünün avantajlarını, ilgi çekici ve akılda kalıcı bir şekilde mutlaka öne çıkarmalısınki o ürünün ne işe yaradığını ve kazanacağı faydalarını tüketici bilsin.
  • Dürüstlükten ödün verme!!
  • Ürünün reklamını yapmadan önce ürünü denemelisin. Tıpkı " What Women Want? " filminde Mel Gibson' ın erkek olmasına rağmen ağda yapması gibi... :)
  • Bu meslekte bireysellikten çok söz etmemeniz gerekir. Burda "team work" olmadan verimli bir sonuç alacağınız iş çıkarmanız çok zor. Ne demişler; " Birlikten kuvvet doğar ". Hem böylece " Birinin takımda göremediği birşeyi başkası görür ve problem çözülür. " gibi durumlar da mümkün olabilir. :)
  • Tüketiciye bir vaadde bulunurken, ileriye bakarak bulun yoksa tüketici bir daha uzun süre ne sana güvenir, ne de ürününü denemeye tenezzül eder. O yüzden söz verdiklerini yerine getir.
  • Reklamcılık kimine göre zengin olma yolu olsa da benim fikrime göre kesinlikle büyük meblağ para için reklamvereni de tüketiciyi de kandırmamalısın. Çünkü o yaptığın kötü reklamdan sonra ne senin bir ajans olarak itibarın kalır ne de reklamverenin rakipleri ve tüketicileri karşısında itibarı kalır. Çünkü bizim görevimiz, müşterimizin itibarını arttırmaktır bir yandan da. Ve biz reklamcılar olarak gözüktüğümüz gibi sahtekar insanlar değiliz. Yani bir anlamda : Zengin olma hayaliyle girerseniz bu işe, müşterinizi irite eden reklamlarla kandırıp, onları kötü iletişimle sunarsanız ve tüketiciyi salak yerine koyarsanız değil zengin olmak, kendinizi avuçlarınızı açmış bir şekilde sokakta dilenirken bulabilirsiniz.
  • Reklamcılığı kötü kalpli, sahtekar bir meslek olmaktan çıkarmalıyız. Bunun için de çooooookkkk birikimli, çoook düzenli, çoookkkk verimli bir şekilde prensiplerimizden ödün vermeden çalışmalıyız.
  • Meraklı olmayan insan reklamcı olma seçimini kullanmasın !!!
  • Bir reklamcı olarak sen ne zaman, " Ben iyiyim, mükemmelim. " dersen, insanlar kafasını sana inatmış gibi senden ters tarafa çevirir. Ama ne zaman ki sen onlara bir hizmet vaad edersin, bencillikten vazgeçersin ve dikkatlerini başka stratejilerle çekersin, o zaman seni dinlemeye başlarlar.
  • Reklamcılıkta araştırmanın da yeri çok önemlidir, tüketiciyi iyi bilmek de, ürünü müşteriden bile daha fazla tanımak da .....


Daha söyleyebileceğim çok şey olmasına rağmen malesef bu kadarla bırakmak zorundayım...:(


Richard Vaughn, beni destekleyebilecek bir insandır. Çünkü reklamın tüketicinin mantık ve duyguları ile örtüştüğünü söylüyor. Reklam stratejisinde bilgilendirici, etkili alışkanlıklara ve kişisel memnuniyete dayandığını vurguluyor, tıpkı benim gibi….

BEĞENDİĞİM PRINT AD - ler






..... RPG .....

SEVDİĞİM LİNKLER:

www.adage.com
www.marketingturkiye.com
www.komikler.com
www.reklamlar.tv
www.mediacatonline.com


REFERANSLAR:


REKLAMCI - JACK DILLON
YARATICILIK DEVRİMİNİN ÖNCÜSÜ BILL BERNBACH - MediaCat
REKLAMCILIĞI GLOBALLEŞTİREN ADAM MARION HARPER - MediaCat
REKLAMCILIK YAŞANTIM ve BİLİMSEL REKLAMCILIK - CLAUEDE HOPKINS
FİKİR NASIL BULUNUR? - ALAMETİFARİKA
SATAN REKLAM YARATMAK - LUKE SULLIVAN
ADV 322 LECTURE NOTESsss
YILDIZLARA ERİŞMEK İSTEYEN BİR REKLAM USTASI LEO BURNETT - MediaCat
HAYATIMIZ REKLAM - MediaCat
www.ilef.ankara.edu.tr/reklam/
www.marketingturkiye.com
www.adcritic.com
www.adage.com
www.komikresim.com
www.reklamlar.tv



Beğendiğim Tv Ad-ler...

BEĞENDİĞİM TV AD-ler...

Tuesday, May 30, 2006