Wednesday, May 31, 2006

REKLAMCILIK MANIFESTOM

Herkese göre farklıdır reklamcılık. Kimine göre jingle' ına bayıldığı, kimine göre gördüğü rengarenk hayattır, kimine göre sahtekarın tekidir, kimine göreyse de meslek olarak seçmiş olduğu uzmanlaşma yoludur.Ben bu yolu seçtim ve gidiyorum reklamcılığın içine doğru... Ve artık eminim ki bu reklamcılık denen meret sınırsız, kişisine göre değişen farklı bakış açıları ile çözümler yaratan zor bilmecelerin en en en zevklisi.....

  • Reklamda sınır yoktur, formül yoktur. Eğer formüllere, sınırlara takılıyorsanız zaten işiniz o andan itibaren fena halde dibe vurur, şansınız o gün iyi değilse tabi. :)
  • Her reklamın kendine has fikri, mesajı, stratejisi olmalı. Eğer taklite başvurursanız ya da başka bir reklamdan esinlenmeye kalkarsanız reklamınız sönük kalır.
  • Reklamda ne diyeceğini bilmekten de önemlisi, nasıl diyeceğini keşfetmeye çalışıp karar vermektir.
  • Yaratıcılık doğuştan değildir."Yaratıcılık" denen şey Tanrıdan gelen birşey değildir. Biz sadece kendimizi geliştirerek edindiğimiz birikimlerle ve aklımızı kullanarak bişeyler meydana getirebiliriz, çözüm bulabiliriz. Yaratmayız biz!!! Biz, varolanı değişik şekillerde başka görseller veya kavramlarla birleştirip, sunarız.
  • İlgi çekici olmak zorundayız.
  • Reklamını yaptığın ürünün avantajlarını, ilgi çekici ve akılda kalıcı bir şekilde mutlaka öne çıkarmalısınki o ürünün ne işe yaradığını ve kazanacağı faydalarını tüketici bilsin.
  • Dürüstlükten ödün verme!!
  • Ürünün reklamını yapmadan önce ürünü denemelisin. Tıpkı " What Women Want? " filminde Mel Gibson' ın erkek olmasına rağmen ağda yapması gibi... :)
  • Bu meslekte bireysellikten çok söz etmemeniz gerekir. Burda "team work" olmadan verimli bir sonuç alacağınız iş çıkarmanız çok zor. Ne demişler; " Birlikten kuvvet doğar ". Hem böylece " Birinin takımda göremediği birşeyi başkası görür ve problem çözülür. " gibi durumlar da mümkün olabilir. :)
  • Tüketiciye bir vaadde bulunurken, ileriye bakarak bulun yoksa tüketici bir daha uzun süre ne sana güvenir, ne de ürününü denemeye tenezzül eder. O yüzden söz verdiklerini yerine getir.
  • Reklamcılık kimine göre zengin olma yolu olsa da benim fikrime göre kesinlikle büyük meblağ para için reklamvereni de tüketiciyi de kandırmamalısın. Çünkü o yaptığın kötü reklamdan sonra ne senin bir ajans olarak itibarın kalır ne de reklamverenin rakipleri ve tüketicileri karşısında itibarı kalır. Çünkü bizim görevimiz, müşterimizin itibarını arttırmaktır bir yandan da. Ve biz reklamcılar olarak gözüktüğümüz gibi sahtekar insanlar değiliz. Yani bir anlamda : Zengin olma hayaliyle girerseniz bu işe, müşterinizi irite eden reklamlarla kandırıp, onları kötü iletişimle sunarsanız ve tüketiciyi salak yerine koyarsanız değil zengin olmak, kendinizi avuçlarınızı açmış bir şekilde sokakta dilenirken bulabilirsiniz.
  • Reklamcılığı kötü kalpli, sahtekar bir meslek olmaktan çıkarmalıyız. Bunun için de çooooookkkk birikimli, çoook düzenli, çoookkkk verimli bir şekilde prensiplerimizden ödün vermeden çalışmalıyız.
  • Meraklı olmayan insan reklamcı olma seçimini kullanmasın !!!
  • Bir reklamcı olarak sen ne zaman, " Ben iyiyim, mükemmelim. " dersen, insanlar kafasını sana inatmış gibi senden ters tarafa çevirir. Ama ne zaman ki sen onlara bir hizmet vaad edersin, bencillikten vazgeçersin ve dikkatlerini başka stratejilerle çekersin, o zaman seni dinlemeye başlarlar.
  • Reklamcılıkta araştırmanın da yeri çok önemlidir, tüketiciyi iyi bilmek de, ürünü müşteriden bile daha fazla tanımak da .....


Daha söyleyebileceğim çok şey olmasına rağmen malesef bu kadarla bırakmak zorundayım...:(


Richard Vaughn, beni destekleyebilecek bir insandır. Çünkü reklamın tüketicinin mantık ve duyguları ile örtüştüğünü söylüyor. Reklam stratejisinde bilgilendirici, etkili alışkanlıklara ve kişisel memnuniyete dayandığını vurguluyor, tıpkı benim gibi….

0 Comments:

Post a Comment

<< Home